ÇOCUKLAR VE ÖZDİSİPLİN
Çocuklarımızda öz disiplini sağlanmak için sunduğumuz seçenekler ve sonuçları.
Çocuklarımızda
öz disiplini cesaretlendirmemiz, onların ileride kendileri için iyi kararlar
almalarını sağlayacaktır.
Çocuklara seçenek sunarak, onlara kendi hayatları üzerinde güce sahip olduklarını fark ettirir ve öğretiriz. Çocuğa sunulan seçenekler, ana-babaların gelişigüzel ceza vermediklerini çocukların hareketlerinin doğal ve mantıklı sonuçları olduğunu gösterir.
Yetişkinler de günlük yaşamlarında birçok seçimde bulunur. Aynı şekilde çocuklar da birçok seçimde bulunur. Yapılan seçimler genellikle ne tür sonuçlar beklediğimizle ilişkilidir. Bunu yaptığımız seçimlerden öğreniriz.
Bu
nedenle ebeveyn olarak çocuklarınıza önce tercihleri ve sonuçlarını
anlatın. Çocuğunuzun kural dışı davranış
sonrası, ebeveynler olarak uygun yöntemi seçerek sonuçları gösterin. Çocukların
hoşlanmadığı tercihlerde, mantıklı sonuçlar kullanırlarsa çocuk öğrenecektir.
Örneğin;
•
Yağmurlu
ve soğuk bir kış günü, yanımıza şemsiye almaz, bizi sıcak tutacak şeyler
giymeyi seçmezsek, doğal sonuç olarak ıslanır, üşür ve hastalanırız.
•
“Sen
ve arkadaşın ya oyuncaklarınızı paylaşır güzelce oynarsınız ya da dışarıda
tutma zamanı cezası alırsınız.”
•
Çocuğunuz
eve anlaştığınız saatten daha geç gelirse bir sonraki gece ya da hafta sonu
evde geçirmek zorunda bırakılır.
Bu sonuçlarla karşılaşan çocuğun aynı davranışı tekrarlama olasılığı azalır.
Ebeveyn olarak verilen sözlerin rolü.
Söz
vermişseniz yerine getirmeniz iyi olur. Çocukların kendi davranışlarını
yönetebilmeleri için beklenilen sonuçların (yaptırımların), davranıştan hemen
sonra devreye girmesi gerekir. Eğer sonuçlar gelişi güzel olursa veya hiç
olmazsa çocuğun aklı karışır. Ne bekleyeceğini bilemez. Her kural dışı
davranışın sonunda davranışın sonucu da yer almalıdır.
Ebeveynler
bazen belli bir davranışın sonucu olarak çocuğu tehdit eder ve genellikle de
sözlerini yerine getirmezler. Asla tehditleri seçenek olarak
kullanmayınız.
Örneğin,
“Eğer babanı rahatsız etmeyi durdurmazsan boynunu kıracağım.” Bu asla gerçekleşmeyecektir.
Dolayısıyla asla böyle tehdidi seçenek olarak kullanmayın. Çocuk sözlerinizin
boş olduğu kanısına varacaktır.
Örneğin,
“Eğer yemeğini yemezsen senle konuşmayacağım.” Bu bir seçenek olmamalıdır.
Diğer
bir yaklaşım da “Pantolonunu giymek ister misin, gitmememiz gerek.” Bu da bir
seçenek değildir zaten çocuk pantolonunu giymek zorundadır.
Bu
nedenledir ki sonuçlar davranışlarla alakalı olmalıdır.
Örneğin,
“Oyuncağını duvara atarak kırdın, bu nedenle hafta sonu televizyon
izlemeyeceksin.” yaptırımı, uygun
olmayan bir yaklaşım olacaktır.
Örneğin,
“Oyuncağını duvara atmakla onu kırma seçimi yaptın, maksatlı olarak eşyaların
atılıp kırılmaması gerekir. Sonuç olarak iki gün oyuncaklarınla oynamama
ayrıcalığını getirdim.” Yaklaşımı doğru bir yaklaşım olacaktır.
Seçenekler
ve sonuçlar çocuğa doğruyu yanlışları ayırt edebilen ve istenilen davranışı
uygulayan bir birey olarak yönlendirme amaçlı olmalıdır. Tabi ki bu durum,
seçimlerde bulunabilecek kadar zihinsel yeteneği olan çocuklarda etkili olur.
Secimler
ve sonuçlar yaşa uygun olmalıdır.
Ayrıca
suistimal edici sonuçlar hiçbir zaman kabul edilemez.
Suistimal
edici davranışların sonucunda çocuğun öğrendiği şeyler; otoriteden hoşlanmamak,
öç alma felsefesi ve grupta bağırarak istediğini elde edebileceği fikri
gelişecektir. Aile içinde suistimal daha çok problem demektir.
Çocuğa
uygun sonuçlar uygulanırsa çocuk, davranışlarının sağlıklı bir şekilde kontrol
etmeyi öğrenir.
Davranışlar ve sonuçları.
Bütün
davranışların iki çeşit sonucu vardır. Doğal sonuçları ve mantıklı
sonuçları.
Bu
sonuçlar her zaman hoş olmayabilir. Doğal sonuçlar planlanmış sonuçlar
değildir. Olayların doğal akışında meydana gelir.
Örneğin,
sıcak kumlarda yürüyen çocuğun ayakları ısınır ve hatta yanar. Gece çok geç
yatan bir çocuk ertesi gün okulda yorgun olur, bu sonuçlar doğal olarak
gerçekleşir. Kimsenin planlamasına da gerek yoktur.
Mantıklı sonuçlar ise kararlaştırılmış ve planlanmış sonuçlardır. Planlı sonuçlar, ebeveynler tarafından çocukların istenilen davranışları öğrenmesine yardımcı olabilmek amacıyla çocuğa uygun olarak hazırlanan uygulamalardır.
Ebeveynler
tarafından sıkça kullanılan üç çeşit sonuç vardır.
ü
Çocuğun
ayrıcalıklarını kaybetmesi
ü
Dışarıda
tutma zamanı
ü
Zararı
ödetmek
Çocuğun
ayrıcalıklarını kaybetmesi:
Çocuk
kuralları yıktığında; ebeveynlerin kurallara yönelik isteklerini yerine
getirmediğinde veya eşyaları, oyuncak, bilgisayar vb. şeyleri kötü kullandığında
uygulanır.
Örneğin:
Bir veya
iki gün istedikleri oyuncaklarla oynama ayrıcalıklarını kaybederler.
Bir
geceliğine bilgisayar kullanma ayrıcalığını kaydederler.
Dışarıda
tutma zamanı:
Bebek ve
gençlerden ziyade okul öncesi ve okul yaşındaki çocuklarda daha etkilidir.
Örneğin:
Çocuğa
sessiz bir köşede birkaç dakika oturma cezası vermek, uygunsuz bir davranış
için çok güçlü bir sonuç sağlar.
Zararı
ödetmek:
Çocuk
kasıtlı olarak bir şeyi kırarsa, ebeveynler çocukların kırdığı şeyi ödemesini
isteyebilirler.
Örneğin:
Çocuk
geri ödemeyi; karşılığında para verme (harçlığından biriktirme) veya evde daha
fazla iş yaparak kırılan eşyanın yerine başkasının alınmasını sağlar.
Bu yöntem zararı öğretmek açısından iyi sonuç getiren bir yoldur. Özellikle ergenlik yaşında olan gençler için sonuç odaklı bir yöntemdir.
Çocuklarımızda yardımseverliği nasıl geliştirebiliriz?
Yetişkinler
çocuklara emrederek bir şey talep ettiklerinde çocuklar talebin söyleniş
şeklini beğenmediklerinden dolayı karşı çıkarlar.
Ebeveynler,
isteklerini yerine getirmeleri için çocukları ve ergenleri saygılı bir şekilde
cesaretlendirmelidir.
Çocuk
ebeveynlerin hoşlanmadığı bir şey yaptığında ya da ebeveynlerin istediği bir
şeyi yapmadığında, çocuğu eleştirip suçlamayın, yargılamayın.
“Odada
ki bu dağınıklığı kim yaptı?
“Odan
darmadağınık.”
“Her
zaman” ve ”Asla” demeyin”
“Sen ve
kız kardeşin her zaman kavga ediyorsun.”
“Hiçbir
zaman ev ödevini zamanında yapmıyorsun.”
“Sen hep
beceriksizsin.”
Çocuğun
kişiliğine saldırmayın ve ona lakap takmayın.
“Sen
tembelsin bence.” diyerek alay etmeyin.
“Hemen
şimdi yerdeki giysileri kaldır. Yoksa şaplak geliyor.”
Çocuğa
emretmeyin ve tehdit etmeyin. Çocuğunuzu iş birliği yapması için
cesaretlendirin.
Mevcut problemi tanımlayın.
Örneğin,
mutfak masasının üzerinde ekmek kırıntıları vardır.
“Kırıntılar
sinek ve böcek çekerler ev haşerelere açık hale gelir. Bu nedenle yemeklerin
açıkta ve kırıntıların ortada kalmaması gerekir.” Bu durumu açıklayarak çocuğa
ne istediğinizi söyleyin.
Örneğin,
çocuğunuz kardeşinin oyununu bozar.
“
Kardeşinin oyunu bozulursa çok üzülür. Aynı durum seni üzmez mi? “
Bu
açıklamaların ardından davranışlarını düzeltmesi için ona bir şans verin.
Örneğin,
“Masanın üzerindeki ekmek kırıntılarını temizlemek için bez lavabonun
yanındadır.”
Örneğin,
“Kardeşine yap-boz oyunun tekrar düzenlemesine yardım edersen çok iyi
olur.”
Çocuğun
istenilen davranışı yaptığında, yapılan davranışın fark edebilmesi için
istenilen davranışların sonuçlarını konuşun.
“Masayı temizlemek önemli bir yardımdır. Bunun için annen sana teşekkür etti.” “Küçük kardeşin, ona ev ödevlerine yardımcı olduğun için seni takdir etti.”
“Tatilimiz
için bütün detayları hatırladın. Ayrıca harita üzerinde yaptığın çalışma bize
çok yardımcı olacak.”
Bu
mesajların amacı, karşındakinin davranışının değiştirilmesini, olumlu
davranışın pekiştirilmesini, çocuğun kendini iyi hissetmesini ve kendine değer
vermesini sağlamaktır.
Çocuğunuz
ile iyi bir ilişkiyi sürdürmek için açık ifadeler kullanınız.
Duygularınızı
dile getiren, mutluyum, öfkeliyim, korktum, üzgünüm çünkü…
Buna
bağlı düşünce duygu ve inanç belirtin.
İstediğiniz
davranışı tanımlayın ve yüzleşmeden önce düşünmek için kendinize zaman tanıyın.
ü
Göz
kontağı kurun ve samimiyetle ifade edin.
ü
İçten
bir ses tonuyla konuşun.
ü
Somut
olun.
ü
Kesin
örnekler verin.
Ben
mesajının örnekleri;
·
“Ben telefonda konuşurken sen bağırarak
müzik dinlediğinde sinirleniyorum. Çünkü karşıdakinin ne söylediğini
duyamıyorum. Senden istediğim ben telefondayken senin kısık sesle müzik
dinlemendir.”
•
“Sen
odanı dağınık bıraktığında eşyalarını yere attığında ben hayal kırıklığına uğruyorum ve öfke hissediyorum. Çünkü ev
dağınık ve düzensiz oluyor istediğim ise işini bitirdiğin zaman eşyalarını
yerine koymandır.”
Sonuç
olarak; öğretim sürecinde çocuğa ne hissettiğiniz ve ne istediğiniz konusunda
bilgi verin.
Tartışma
bittikten sonra çocuğu yaralayacak alaycı ifadelerden sakının.
Ne
istediğinizi söyleyin, “Şimdi dinlemeni istiyorum” gibi.
Tehdit
etmeden kötü davranışının sonuçları hakkında bilgi verin.
Örneğin,
“Eve saatinde gelmezsen, yarın gece evden çıkamazsın.” Bu konuda söylediğinizi
uygulamakta katı olun. Söylediklerinizi uzun uzun tartışmayın, söylediğiniz
olmuyorsa başka bir planımız mutlaka olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder