ÇOCUK
VE EBEVEYN İLETİŞİMİ
İletişimde
kullandığımız kelimeler, ses tonumuz, mimiklerimiz ve vücut dilimiz çocuğumuzun
hayatı üzerinde önemli role sahiptirler.
Çocuklarla
aramızdaki iletişimde saygı, sempati ve şefkat mesajları gönderebileceğimiz
gibi bazen tam tersi mesajlar da gönderebiliriz.
Bu
nedenle önce iyi bir dinleyici olup çocuğumuza duygularını bizimle paylaşması
için cesaret vermeli, aynı zamanda pozitif ve şefkatli bir dil kullanarak bize
güvenmelerini sağlamak gerekir.
Aynı
zamanda ebeveyn olarak kullandığımız iletişim yöntemleri, çocuklarımızın
başkaları ile iletişiminde, problem çözmesinde ve iyi bir dinleyici olmasında
örnek oluşturacaktır.
Ebeveyn
olarak iletişimde pozitif beden dili kullanın.
Çocuklarla
iletişimde pozitif beden dili kullanıldığında çocuk sevildiğini hisseder.
Kişilerarası
ilişkilerde sözsüz iletişim, önemli bir yere sahiptir. Ne söylediğiniz nasıl
söylediğiniz ile anlam kazanır.
Beden diliniz ile bütün ilginizi çocuğunuza verdiğinizi hissettirin ve çocuğunuzu izleyerek etkinizi gözlemleyin.
Az
konuşun çok dinleyin.
Çocuklarınıza
konuşmaktan çok onları dinleyin, onları konuşmaları için cesaretlendirin,
sözlerini bitirmelerine izin verin.
Çocuklarınızı
yargılamayın ve saygı ile dinleyin. Onları ilgi ile dinlediğinizi gösterin,
aktif bir dinleyici olun ve soru sorun.
Tavsiyelerde
bulunmamaya özen gösterin.
Suçlamaktan
ve uzun uzun nutuk çekmekten kaçının.
Çocuğunuzun
söylediği cümleciklerin arkasında ki anlamları yakalayın.
Çocuklarınızın
sorunlarını çözmede onları desteklerken iyi bir dinleyici olmayı unutmayın.
Çocuklarımızı
nasıl değerlendirmeliyiz?
Çocukları
değerlendirirken genelleme yapmayın. Değerlendirmelerin genel olması
çocuğunuzun iyi özelliklerinin yok sayılması anlamına gelecektir. Örneğin, “Sen
her zaman beceriksizsin”
Değerlendirmeleriniz
pozitif ve somut olsun. Çocuğunuzun olumlu yetenek ve davranışlarını fark edin,
dile getirin ve takdir edin.
Çocuğunuzun
davranışları ile ilgili değerlendirmelerde;
“Bunu
iyi yaptın ama ….” cümlesi, ona beğenmediğiniz bir davranışta bulunduğunu ima
ettiğinizi düşündürtecektir.
Bu
şekilde değerlendirmek yerine doğru davranış biçimini gösterin. İletişim
halinde iken “yapma” yerine “yap” kelimesini kullanın.
Örneğin, çocuğunuz arabanın kapısını çarptı. “Kapıyı çarpma” yerine “Lütfen kapıyı yavaşça kapa” demek daha uygun olacaktır.
Çocuk
ile iletişim kurarken unutulmaması gerekenler.
Çocuklarla
ilişkilerimizde çok zevkli deneyimler yaşarken aynı zamanda da çok zor ve
karmaşık ilişkiler içerisinde kendimizi bulabiliriz. Her ilişkide olduğu gibi
çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkilerde de öfke, üzüntü, endişe, korku vb.
duygular yaşanabilir ve iletişim eksikliğinden de birçok anlaşmazlık ortaya
çıkabilir.
İletişim
kurmamızdaki esas amaç tabi ki duygu ve düşüncelerimizi aktarmaktır.
Başkalarının
bizi dinlemesini, anlamasını ve problemlerimize çözüm bulmamıza yardımcı
olmasını isteriz.
Bazen
farklı görüşlerden dolayı problemler çözülemeyebilir. Eğer problem
çözülememişse her kişi karşısındaki kişinin düşüncelerine saygı
duymalıdır.
Anne ve
babalar genelde çocuklarının fazla karşı gelmeden söylediklerini yapmalarını
isterler, çocuklar da anne babaların onları sadece dinlemesini beklerler.
Bu
bilginin farkında olarak karşılıklı kazanarak problem çözebilir miyiz?
Anne-babalara
birkaç ipucu.
Çocuğunuzun
kendine olan güvenini arttırmak ve aranızdaki ilişkiyi güçlendirmek için;
·
Çocuğunuzu
ciddiye alın,
·
Onu
dinleyin,
·
Koşulsuz
sevilip, kabul edilmek istendiğini hatırlayın,
·
Çocuğunuzu
değerlendirirken sadece alınan sonucu değil, oraya varmak için harcadığı çabayı
da değerlendirin,
·
Çocuğunuzu
yargılamayın, onun farklılıklarına ve düşüncelerine saygı duyun,
·
Kendi
düşünce ve duygularını ifade etmesine izin verin,
·
Bireyselliğine
ve kişisel özgürlüğüne saygı göstermemiz gerektiğini unutmayın,
·
Geçmişi
gündeme getirmeyin, bugünü engellemesine izin vermeyin, “her zaman” ve “asla”
gibi çocuğu düşmanlaştıracak sözcüklerden kaçının.
Örneğin;
“Her zaman geç yatıyorsun.” veya “Hiçbir zaman sözünü tutmuyorsun.” bu cümleler
çocukta değiştirmeye çalıştığınız negatif davranış biçimlerini pekiştirir.
Eğer
çocuk bir şeyi çok sık duyarsa bunu bilinçaltına atar. Kendi ile ilgili herhangi
bir kararı vermesi gerektiğinde (Bilinçaltı kelimeleri olumlu-olumsuz diye ayırt
edemez.) çok sık duyduğu sözlere göre uygulama yapar.
Örneğin;
“Gürültü yapma“ dediğiniz bir davranışı
çocuk ısrarla niye yapmaya devam eder. Siz yapma dedikçe bilinçaltı kayıt
sürekli “yap” kaydındadır. Bazı çocuklara “yapma” diye söyleseniz de aynı
harekete devam ederler. Sizin “yapma” kelimesinin karşılığı tam tersi bir durumda
sanki “hareketine devam et “ demişçesine yol alır. Oysa “Sessiz ol. Baban
hasta.” demek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Bu
nedenledir ki söylemlerimizi değiştirmek, çocuklarımızla etkili iletişim içinde
olmanın en önemli adımlarından biridir.
Bu durumda
şöyle diyebiliriz.
Söylemini
değiştir, hayatınız değişsin!
Çocuklarınızla
duygularını paylaşın.
Çocuklarınız
size kendilerini nasıl hissettiklerini anlattıklarında iyi kötü doğru veya
yanlış diye değerlendirmeyin.
Çocuklarınızın
duygularını önemsiz olarak görmeyin, onları aşağılamayın ve kesinlikle dalga
geçmeyin ve utandırmayın.
Unutmayın!
•
Bir
çocuk olumsuz, yıkıcı eleştiri ile yaşarsa suçlamayı öğrenir.
•
Bir
çocuk alay edilerek yaşarsa utanma hissini öğrenir.
•
Bir
çocuk utançla yaşarsa suçluluk duygusunu öğrenir.
Sizde geçmişte benzer duyguları yaşadınız, şimdi çocuklarınızın da aynı şeyleri hissettiğini unutmayın.
Çocuklarınızı dinleyin, dinleyin…
Etkili
dinlemek, çocuğunuzun söylediklerini önemseyerek dinlemektir.
Sadece
kelimeleri değil çocuğunuzun duygularını da dinlemelisiniz.
Dinlediğinizi
vücut dilini kullanarak göz ve fiziksel kontak kurarak belli etmelisiniz.
Uygun
zamanlarda gülümseyin, başınızı sallayın, ilgilendiğinizi gösterin, yanlış
anlamaları önlemek için sorular sorun.
Çocuğunuzun
söylediklerini onu bölmeden ve rahatsız etmeden özetleyin.
Aktif
bir dinleyici olabilirseniz, iletişimde başarılı olursunuz. Hem çocuğunuzun
kendine olan güveninin artmasını, hem de kendini daha değerli hissetmesini
sağlarsınız.
Çocukların
soruları dinlenmeli ve araştırmaya yönlendirilmeli.
Sorulara
açık olun, çocuğunuzun konuşmak istediği herhangi bir konuyu onunla konuşun ve
tartışın.
Özellikle
karar verme sürecinde; çocuklarınızın doğru karar verebilmeleri için yeteri
kadar bilgiye sahip olmaları gerektiğini unutmayın.
Bu
nedenle çocuğunuzu farklı fikirleri, farklı alternatifleri araştırmaya ve
değerlendirmeye yönlendirin.
Çocuklarla
nasıl konuşmalı?
Çocuğunuzla
yüksek sesle konuşmayın, bağırmaktan kaçının.
İsteklerinizi
sürekli tekrarlamayın. Aynı şeyleri tekrar tekrar söylerseniz, çocuğunuz
harekete geçmesi için cesaretlendirilmiş olmaz.
İsteğinizi
ve sizin için önemini anlatın. Ona bir veya iki defa hatırlatın. Eğer bir yanıt
alamazsanız o zaman gerekeni yapın.
Disiplinin
ancak düzgün davranış biçimi ile elde edildiğini unutmayın. Beklentilerinizi
netleştirin, çocuklar aklınızı okuyamaz. Mesajınızı açık bir şekilde anlatmazsanız
sizin ne beklediğinizi bilemezler. Çocuklarınızın hoşunuza gitmeyen davranışını
açıkça belirtin. Net olun, çocuğunuzun hoşa gitmeyenin kendisi değil, yaptığı
davranış olduğunu anlamasını sağlayın.
Örneğin;
“Sana çok öfkeliyim” demek yerine, “Gecikeceğini arayıp haber vermedin, oysa
söz vermiştin, sözünü tutmadığın için sana öfkeliyim ve kırgınım.”
diyebilirsiniz.
Çocuğunuzu
yargılarsanız, kendinizi ona kapatmış olursunuz. Çocuğun sizinle konuşmasını engellerseniz, bu
durumda çocuğunuz sizinle konuşmayacak hatta sizinle beraber vakit geçirmek
bile istemeyecektir.
Bugüne
odaklanın ve sadece bir konu ile ilgilenin. Her sinirlendiğinizde kendinize
başka meşgale arar ve ilgilenmezseniz, çocuğunuz söylediklerinizi
dinlemeyecektir.
Çocuğunuzun
bir sorunu olduğunda veya başını belaya soktuğunda sabrınızı kaybeder ve aşırı
tepki gösterirseniz çocuğunuz kendini daha kötü hissedecektir. İlk önce onu
dinlemelisiniz. Anlayışlı olup, şiddet ve öfke yerine ona öncelikle sevgi ve
şefkat göstermelisiniz, uygun disiplini daha sonra uygularsınız.
Çocuğunuzun
düşüncesi sizinkinden farklı olsa da onun düşüncesine saygı gösterin.
En az haftada bir defa aile toplantıları düzenleyin. Aile toplantıları herkesin şikayetlerini, isteklerini, kırgınlıklarını korkmadan söyleyebilmek için bir fırsattır. Bu toplantılar negatif duyguların dışarı atılmasını sağlar. Bütün negatif, pozitif duygular ve doğru, yanlış anlamalar dile getirilir. Böylece aile fertlerinin içinde birikmez.
Çocuğunuza
özel zaman ayırın ve onu dinleyin. Sadece ona odaklanın. Böylece ona verdiğiniz
mesaj; “Seni dinleyecek kadar çok seviyorum” olacaktır.
Bir
sorun ortaya çıktığında ilk önce olaydaki yerinizi belirleyin. Sorunun kime ait
olduğuna karar verin ve ona göre davranın.
Daha sonra istek ve dileklerinizi söyleyin.
Örneğin;
kızınızın ve oğlunuzun odasının temiz olmamasında şikayetçisiniz
Öncelikle
bunun kimin sorunu olduğunu düşünün. Eğer çocuğunuzun sorunu olsaydı odasını
temiz tutacaktı. Çocuğunuza “kendinden utanmalısın “, “odan ahıra benziyor”,
“kendine bile saygın yok” deseniz ve demeye devam etseniz de sonucun
değişmediğini, çocuğunuzun odasını temizlemeye gitmeyeceğini fark
edeceksiniz.
Peki, bu
durumda ne yapmalı?
“Sen”
odaklı konuşursanız sorunun ona ait olduğu yönünde bir mesaj vermiş
olursunuz. Bu durumda çocuğunuz karşı
savunmaya geçecektir.
Unutmayın!
Bu onun
değil sizin sorununuz.
Şöyle
bir konuşma deneyebilirsiniz.
“Ben, evin son günlerdeki dağınıklığından rahatsız oluyorum ve bunu bilmeni istiyorum. Canım, evimizi hepimizin rahat edeceği ve gurur duyacağı bir hale getirmek için çaba harcıyorum. İşim yoğun ve işten sonra zaten yeterince yorgun oluyorum. İhtiyacım olan tek şey odanı temiz tutarak bana biraz yardımcı olman.
Bana yardım edip odanı düzenli tutabilir misin?
Eğer benden yardım istersen, sana müsait olduğumda yardım ederim olur mu?”
Çocuğunuzda
değişim bir günde olmayacaktır, aranızdaki ilişkiyi güçlendirmek, geliştirmek
için ve daha eğlenceli hale getirmek için birçok yöntem deneyebilirsiniz.
Esas
olan onunda yardım etmek için bir şeyler yapabileceğini şefkat dili ile
anlatmaktır.
Bu
yaklaşımın faydasını uzun vade de görürsünüz.
Bugüne
kadar yaptıklarınızı yapma konusunda ısrarcı olursanız, o zamana kadar elde
ettiklerinizden fazlasına sahip olamayacaksınız.
Daha
fazlasını ve değişim istiyorsanız çocuklarınızla aranızda sevgi dolu bir ilişki
olmasını sağlayın ve hak ettiğiniz saygıyı görün.
Bunun için
de kendinizi eğitmeye her zaman hazır olun.
Yorumlar
Yorum Gönder